1. Hoş geldiniz, Akvaryum Portalı ailesine katılım için kendinizi hazır hissediyorsanız üye olun.
    Yardım sayfasından forum kullanım desteği alın.

Akvaryumcu Sözlüğü (El Kitabı Olmalı :) )

Başlığı 'Site Klavuz-İstekler' kategorisinde SantiMunez tarafından 16 Ekim 2010 başlatılmıştır.

  1. SantiMunez

    SantiMunez

    Mesajlar:
    192
    Yer:
    Samsun
    İsim:
    MUSTAFA CAN ÖMEROĞLU
    ÇOK YARDIMCI OLABİLECEK BİLGİLER; :)

    Abyssal Fishes:
    Okyanusların çok derinlerinde yaşayan balıklar.

    Acclimatization: Balığın yeni bir ortama veya farklı ilklim şartlarına adaptasyonu.

    Acidic (Asidik,Asidite) Su içindeki hidrojen iyonlarının sayısının pH 7.0 altında olması. Ayrıca suyun asidik olması aşırı yemlemeninde işareti olabilir.

    Actinic (Aktinik)Güneş ve benzeri ışınların kimyasal değişikler meydana getirme özelliği. Güneş ışınlarının potosentez için tam bir ışık spekturumu sağlaması.

    Activated Carbon (Aktif Karbon)Deniz,tatlı su ve sudaki pisliklerin katı karbon tarafından absorbe edilmesi.

    Adipose Fin (Adipoz Yüzgeç)Kuyruk yüzgeçine yakın, önünde ve sırt yüzgeçin gerisinde bulunan küçük dolgun bir tip yüzgeç. Tropheus'larda Adipoz yüzgeç yoktur, genelde yayın balıklarında görülür.

    Adnate: Yapışmak, birlikte büyümek.

    Aeration (Havalandırma)Oksijenleme amacı ile suyun hareket ettirilmesi, havayla teması.

    Alkaline (Alkalinite)Su içindeki hidrojen iyonlarının sayısının pH 7.0 üstünde olması.

    Air Pump (Hava Motoru)Akvaryuma hava vermeye yarayan elektrikli motor.

    Algae (Alg)Küf, mantar ve şapkalı mantarlarıda içeren tek hücreli mikroskobik tiplerden büyük deniz yosunlarına kadar uzunan ilkel su bitkileri.

    Alimentary Tract: Sindirim sistemi veya kanalı.

    Alveolus, Alveoli (Alveol)Akciğerlede bulunan, bal peteklerine benziyen çukurumsu hücre.

    Ammonia (Amonyak)NH3 Azot döngüsünün ilk adımıdır. Amonyak genellikle balıkların idrarı, ölü balık ve bitki artıkları sonucu oluşmaktadır. Balık ölümlerinin muhtemel sebeblerindendir. Balıkların büyük çoğunluğu için çok zehirli bir maddedir. Akvaryumunuzda sıfır olmasına dikkat edin.

    Ammonia Tower: Biyolojik filtrasyonda kullanılan, biyolojik filtrasyon malzelerinin kullanıldığı plastik bölme. Su filtre malzemeleri arasından geçerken hava ile temas edip bakteriler sayesinde zehirli amonyak ve nitritin atılmasına yardım edilmesi. Bu ıslak/kuru filtrelerde bakteri gelişimini hızlandırır.

    Amphibious (Amfibi)Karada ve suda yaşama yeteneği.

    Anaerobic Bakteriler: Oksijensiz ortamlarda yaşayan bakteri çeşidi.

    Anal Fin (Anal Yüzgeç)Balığın kuyruk bölgesine yakın, üreme organları ile kuyruk arasındaki yüzgeç.

    Anabatoids: Atmosfer havasını soluyan balıklar, gurami,betta gibi.

    Aerobic Bakteriler: Oksijenli ortamlarda yaşayan bakteri çeşidi.

    Aragonite (Aragonit)Bazı deniz kabuklarının ve resif mercanlarının kalsiyum karbonat iskeletini oluşturan mineral.

    Bacteria (Bakteri)Yaşamın başlangıçından beri varolan en ilkel tek hücreli canlılar, nitrojen çevrime yardım ederler.

    Ballast (Balast)Floresan ve metal halide lambaların güç kaynağı.

    Biological Filtration (Biyolojik Filtrasyon)Zehirli maddelerin parçalamasıyla oluşturulan süzme süreci. Bu parçalanma sürecinde yararlı bakteriler yardımı ile zararlı maddeler ayrıştırılarak daha zararsız hale getirilir, filtreler malesef zararlı maddeleri tamamen filtre edemiyor.

    Barbel: Bazı balıkların ağız kenarlarında bulunan duyargalar kedi balıkları,yayın balıkları ve Loache türlerinde genelde yiyecek aramak için kullanılan anten benzeri organlar.

    Berlin Method of Filtration: Canlı kaya ve protein skimmer kullanılarak yapılan biyolojik filtrasyon yöntemi.

    Bicolor: İki renkli.

    Brachiae: Solungaçlar, balığın solunumu ile ilgili organları.

    Brachiocranium: Solungaçların yapısını destekleyen kılçıklı iskelet.

    Brachiopoda : Saç gibi kaplı, kalp gibi atan bir beslenme organı ve sırt ile göğüs altı sübapları olan bir deniz yumuşakçası.

    Brackish Water (Acı Su)Tatlı su ile deniz suyu arasında kalan bir çeşit su tipi, genellikle büyük göllerin veya nehirlerin okyonuslara aktığı yerlerde bulunur, tuzluluk oranı tatlısuya göre daha azdır.

    Bubble Nest (Köpük Yuva)Kabaracık yuvası, labirentli balıkların yumurtalarını suyun yüzeyinde oluşturdukları kabarcıkların içene yerleştirdikleri yuva.

    Buccal Incubation: Yumurtaları ağızda kuluçkaya yatırma.

    Buffer (Tamponlayıcı)Suyun, içindeki pH değişimlerine dayanmasını sağlayan süreçtir. Suyun kalsiyum karbonat içeriği ne kadar fazlaysa tamponlama kapasiteside o kadar yüksek olur.

    Caudal Fin : Kuyruk yüzgeçi, kuyruk.

    Canine (Kanin)Diğerlerinde daha uzun,büyük ve konik şekilde olan diş.

    Cannister Filter (Dış Filtre)Motoru ve haznesi akvaryumun dışında olan ve bir çift hotum yardımıyla suyu alıp temizleyen filtre.

    Carbon Dioxide (Karbon dioksit)CO2 Canlıların ürettiği atık madde, bitkilerin fotosentez için kullandıkları temel ihtiyaç maddelerinden biri.

    Carnivorous (Karnivor)Etçil, canlı balık avlayanlar.

    Caudal Penduncle: Balığın kuyruğunu gövdesine bitiştiren dar kısım.

    Calcium Carbonate (Kalsiyum Karbonat)CaCO3 Sert suda yüksek konsantrasyonlarda bulunan beyaz, kristalize bir mineral.

    Cephalic Fins: Kafanın hemen yanında bulunan yüzgeçler.

    Cheek: Balığın gözü ile kafası arasındaki bölge.

    Chemical Filtration (Kimyasal Filtrasyon)Kimyasal reaksiyonla çözümlenmiş artıkların arıtılması.

    Chiller (Soğutucu)Akvaryumun ısısını düşürmek için kullanılan soğutucu, akvaryum kliması.

    Chloramine (Kloramin)Sular idaerisinin veya belediyelerin içme suyundaki mikropları öldürmek amacı ile kullandıkları kimyasal, balıklar için öldürücü, çeşitli su düzenleyiciler ile sudaki etkisi engellenebiliyor. Suyu uzun süre havalandırarak dinlendirmek kloraminin etkisini azaltmak için yeterlidir.

    Chlorine (Klor)CL2 Sular idaerisinin veya beledeyelerin içme suyundaki mikropları öldürmek amacı ile kullandıkları kimyasal, balıklar için öldürücü olabiliyor, çeşitli su düzenleyiciler ile sudaki klorun etkisi engellenebiliyor. Suyu bir süre havalandırarak dinlendirmek klorun uçması için yeterlidir.

    Chromatophores: Renkli pigment hücresi.

    Cichlid: Asya, Afrika ve Güney Amerika'ya kadar uzanan bölgede yaşayan bir tür tatlı su balığının genel adı.

    Cirri: Bazı soğuk su türlerinin gözünün üzerinde bulunan kısa bir organ.

    Coitus,Copulation: Çiftleşme.

    Conductivity (İletkenlik)Suyun geçirgenliği,iletkenlik.

    Coral Sand (Mercan Kırığı)Mercanların ezilerek kum haline getirilmesi.

    Cutis: Derinin iç tabakası,ikinci katmanı.

    Daphnia (Su Piresi)Göllerde ve havuzlarda yaşayan küçük canlılar, su piresi

    Deionizer: Mekanik ve kimyasal filtrasyonda çeşme suyunu akvaryuma vermeden önce suyun temizlenmesi işi yapan aygıt, bölüm.

    Denitrification (Denitrifikasyon)Sudan azot ve azotlu bileşiklerin çıkarılma süreci.

    Detritus: Akvaryum tabanına toplanan artıklar.

    Diaphanous: Yarı saydam.

    Diatoms: İçeriği klorofil ve besleyici lipit olan, okyanus ve tatlısularda bulunan tek hücreli organizmalara verilen genel isim.

    Diatom Filter: Özel filtre ortamı sayesinde tek hücreli organizmaları filtre edilmesini sağlayan filtre tipi.

    Dorsal Surface: Balığın sırt bölgesi.

    Dorsal Fin: Balığın kafa ile kuyruk arasında bulunan yüzgeçi, sırt yüzgeçi.

    Dustus Pneumaticus: Yemek borusunu air/swim bladder'e bağlayan tüp.

    Ectoparasite (Dış Parazit)Balığın vücudunun dışında yaşayan yaşayan parazit.

    Egg-Layer (Yumurta döken)Dişi yumurtladıktan sonra döllenen yumurtalar.

    Egg Spots (Yumurta Beneği)Erkeklerin anal yüzgeçlerinde bulunan noktalar.

    Epidermis: Derinin dış katmanı, üst deri.

    Esophagus: Ağız ile mideyi birbirne bağlayan tüp.

    Eye in snout: İktayologların kullandığı, gözün orantılı bir şekilde adım adım ölçülmesi olarak ifade edilen bir ölçü tekniği.

    Fertilization (Döllenme)Sperm ve yumurtanın birleşmesi.

    Filaments: Sivri yüzgeç, kuyruk ucu.

    Fry: Yeni doğmuş veya yumurtadan yeni çıkmış yavru balık.

    Forehead: Kafanın önündeki eğim.

    Fungus: Balığın gövdesinde oluşan pamuğa benzeyen mantar.

    Genus: Türleri ayırt etmede kullanılan ve büyük harf ile başlayan bilimsel ifade.

    Gill: Solungaç, balığın solunum işlemi sırasında kullandığı organ, Sudaki O2'ni süzer.

    Gill Cover: Solungaçı koruyan sert, kemikli tabaka.

    Gonopodia: Canlı doğuranların erkeklerinin, dişilerinin içine sperm koymakta kullandığı uzun bir görünüme sahip anal yüzgeçler.

    Gravid: Hamile balık, yumurta dökmeye hazır dişi.

    Guanin: Pulların altında bulunan, ışığın yansımasını temin eden madde, genelde tatlısu balıklarında bulunur.

    Hard Water (Sert Su)Su içersinde çözünmüş tuz miktarının yoğun olması.

    Herbivore (Otçul)Besin ihtiyacını bitki ve yosunlardan karşılayan balık grubu.

    HO lighting: Yüksek verimli floresan lamba.

    Hybrid (Kırma, Hibrid)İki farklı türün çifleşmesi sonucu ortaya çıkan tür.

    Hydrogen Sulfide: Hidrojen sulfit.

    Ich, Ichtyophthirius (Beyaz Benek)Beyaz nokta olarak bilinen, tek hücreli bir parazit.

    Ichtyology: Balıkları inceleyen bilim dalı.

    Internal Filter (İç Filtre)Akvaryum içinde kullanılan filtrelere verilen genel isim, iç filtre.

    Invertebrates (Omurgasızlar)Omurgasız tuzlusu hayvanları.

    Iodine: İyot.

    Kalkwasser: Suda çözülmüş olarak bulunan kalsiyum hidroksit.

    Killifish: Yıllık balıkları olarak geçen çok değişik renklere sahip olan fakat ömürleri kısa,üremeleri emek isteyen bir tür. Serkan Alasya'nın sitesinde detaylı bilgi bulabilirsiniz.

    LPS Uzun polipli sert mercan.

    Labyrinth Organ (Labirent Organı)Beta Gurami labirentli balıklarda bulunan solunum organı.

    Lamprey: Yılan balığı şeklinde yuvarlak ağızlı, emici bir su hayvanı.

    Lateral Line: Balığın her iki yanında ve deri içinde uzanan, sudaki titreşimleri sinir sistemine ileten duyu organı.

    Live Rock (Canlı Kaya)Canlı kaya. Deniz akvaryumlarında kullanılan küçük yumuşakça ve alg'lerin işgaline uğramış normal kaya.

    Livebearer (Canlı Doğuranlar)Yumurtaların balığın vücuduna döllendiği ve yavrularını canlı olarak dünyaya getiren balık türü.

    Marin: Balık ağırlıklı deniz akvaryumu.

    Mechanical Filtration (Mekanik Filtrasyon)Mekanik olarak arıtma(süzme) işinin yapılması.

    Metal Halide Lighting (Metal Halide)Reef tanklarının aydınlatılmasında kullanılan en iyi ışıklandırma yöntemlerinden biri, geniş spektrumda doğal ışığa en yakın ışığı veren lamba tipi.

    Milt: Balıkların spermi.

    Mineral: Suda doğal olarak bulunan inorganik maddeler.

    Mouth Brooder: Yumurtalarını veya yavrularını ağızda büyütüp,barındıran balıklara verilen isim.

    Nacreous: İnci pulu çekirdeği.

    Nitrification (Nitrifikasyon)Bakteriler tarafından, zehirli amonyağın, nitrit ve nitrata dönüştürüldüğü kimyasal süreç.

    Nitrate (Nitrat)(NO3) Biyolojik süzme ile alınan azot bileşiği.

    Nitrites (Nitrit)(NO2) Süzme işlemiyle alınan amonyak ve nitrat arası bileşik.

    Nuchal Hump (Kafa)Erkek cichlidlerdeki geniş alın.

    Operculum, Opercle: Solungaç kapağı

    Otoliths: Balığın işitmesini ve sesin dengelenmesini sağlayan, kulaktaki üç kemik.

    Ovary: Dişinin üreme için salgı yapan organı,bezesi.

    Overfeed: Aşırı besleme.

    Ovipositor: Ucu sivri tüp şeklinde olan ve yumurta bırakmaya yarayan uzuv.

    Ozone: Ozon.

    Peat (Turba, torf)Çürümüş bitkilerden elde edilen kömür, turba yosunu. Suyun pH'nı düşürmek için kullanılan bir tür yosun.

    Pectoral Fins: Göğüs yüzgeçi.

    Pelvic Fins: Anal yüzgeçin önünde bulunan yüzgeç, çıkış yüzgeçi.

    pH: Suyun asit ve alkalitesini anlatan logoritmik ölçü birimi.

    Pharyngeal Teeth: Balığın boğazındaki dişler.

    Photosynthesis: Işık yardımı ile besin biriktirme süreçi.

    Piscovore: Diğer balıkları yiyen balık grubu.

    Planktivore: Plankton ile beslenen balık grubu.

    Pleco (Vatoz, vatos)Pleco veya Plecostomus.

    Powerfilter: İç elektrik motoru olan filtre.

    Powerhead: Güç kafası

    Prefilter: Ön filtre.

    Reef: Mercan ağılıklı deniz akvaryumu.

    Ray: Yüzgeç zarlarını tutan sert ince kemikler.

    Redox: Bir su kütlesindeki azalma ve oksidasyon potansiyeli için kullanılan kısaltma. Yüksek redox potansiyelli bir su berrak,iyi kaliteli ve yüksek düzeyde O2'e sahiptir. Düşük redox potansiyelli bir su ise düşük kalitesi ve yetersiz düzeyde O2 içerdiğini gösterir.

    Reverse Osmosis: Çeşme suyunu arıtma yöntemlerinden biri.

    Phosphorous (Fosfor)Fosforlu. Deniz akvaryumları için önemli trace elementlerden biridir. Genetik madde bloklarının inşasında ATP (adenosine triphosphate) oluşumuna yardım eder.

    Plankton: Besin zincirindeki en ufak ve ilkel yaratıklar.

    Protein Skimmer: Protein toplayıcısı, deniz akvaryumlarında, elektrik yüklü, aktive edilmiş bir köpük oluşturarak sudan atık maddeleri toplayan bir çeşit filtre.

    SPS: Kısa polipli sert mercanlar

    SOFT: Yumuşak mercanlar

    Salt (Tuz)Anyon ve katyonların genel adı.

    Saggita: Kulaktaki en büyük otolith.

    Scale: Pul.

    Scalpel: Cerrah balığının sırtındaki dikenler.

    School (Sürü)Aynı tür veya cins balıkların grup halinde bir arada yüzmeleri.

    Scute: Yayın balıklarının sert sırt pulu .

    Sediment: Akvaryum tabanında biriken atıklar,yem,bitki,ölü balık, tortular.

    Shaol: Aynı türden balıkların bir arada bulunması.

    Shimmies: Üşüyen balıkların hareketsiz, yan yana durmaları.

    Silicon (Silikon)Silisyum, deniz sistemlerindeki eser elementlerden biri.

    Soft Water (Yumuşak Su)Su içersindeki çözünmüş tuz miktarının çok az olması.

    Spawning: Yumurtlamak .

    Species: Tür, cins.

    Specific Gravity (Öz Ağırlık)Saf suya göre, bir sıvının yoğunluk oranı.

    Strain: Aynı özellikteki balıklar,türdeş.

    Strontium: Mercan resiflerinin büyümesi için gerekli temel elementlerden biri.

    Subspecies: Alttür.

    Substrate (Substrat)Akvaryum tabanında
    kullanılan çakıl,mercan kırığı,midye kırığı,nehir kumu. Alt tabaka,alttaş.

    Substratum: Doğada tabanda bulunan maddelerin(çakıl,mercan,kum)farklı katmanları.

    Swim Bladder,Air Bladder: Balığın suyun içersinde dengede durabilmesini sağlayan içinde gaz dolu olan organ.

    Trace Elements (Eser Elementler)Tatlısu ve tuzlu su akvaryumlarında gerekli olan birçok elemente verilen genel isim, çok az miktarda bulunur, kalsiyum, stransiyum, iyot, ozon, kobalt, demir, bakır, selenyum.

    Trickle Filter: Bölmelerde biyolojik filtrasyon malzelerinin kullanıldığı, suyun filtre malzemeleri arasından geçerken hava ile temas edip yararlı bakteriler sayesinde zehirli amonyak ve nitritin atılmasına yardım edilmesi. Bu ıslak/kuru değişim filtrelerdeki bakteri gelişimini hızlandırır.

    Tubercle: Tatlısu balıklarının solugaç kapaklarında görünen küçük beyaz sivilce benzeri kabarcıklar.

    Turbulence: Hızlı ve güçlü su hareketi.

    Ultraviolet Sterilizer (UV)Zararlı bakteri ve mikro organizmalardan UltraViole ışığı kullanarak arıtma yöntemi.

    Undergravel Filter: Tabanda oluşan pisliklerin, çakılların altındaki tabla aracılığı ile temin edilen süzme yöntemi.

    Ventral Fin (Ventral Yüzgeç)Karınaltı yüzgeçi.

    Ventral Surface (Karın Bölgesi) : Balığın midesinin
    ve üreme organlarının olduğu bölge.

    Venturi: Silindirik bir yapıya sahip olan, havanın suyun içinden hızlı bir şekilde geçtiği popüler bir protein skimmer dizaynı.

    VHO Lighting: Yüksek verimli floresan ışığı. Bu tip ışıklar özel balats ile kullanılır ve geniş spektrumda ışık verir.

    Wet/Dry Filter (Islak Kuru Filtreler)Islak/Kuru filtre, bölmelerinde biyolojik filtrasyon malzelerinin kullanıldığı, suyun filtre malzemeleri arasından geçerken hava ile temas edip yararlı bakteriler sayesinde zehirli amonyak ve nitritin daha hızlı atılmasını sağlayan filtre tipi.

    Zeolite (Zeolit)Amonyağı kendi üzerinde toplayarak akvaryumdan atılmasını sağlayan madde, sadece tatlısu akvaryumlarında kullanılır.
     
    YIKIKTEMO bunu beğendi.
  2. YIKIKTEMO

    YIKIKTEMO

    Mesajlar:
    30.098
    Yer:
    İstanbul
    İsim:
    Temel Sert
    Çek Valf: Otomotik olarak veya elle çalışan, akımı kapatan veya ayarlayan vana.
    Çöküntü Kaynağı: Suyu, sadece yeryüzünün su tablasına veya su tablası altına inmesi dolayisiyle geçirimli malzemeden yeryüzüne çıkan kaynak.
    Çökeltme Havuzu: Sulama suyunun bir akarsudan veya açık kanaldan alındıgı zaman kum ve askı halindeki silti çökeltmek için sprinkler ile sulama sistemi içinde yapılan tesis.
    C (C) -Santigrat derece (C). Sıcaklık ölçü birimi
    Civa (mercury) (Hg) - Zehirli metalik element , atom sayısı 80, iatom ağırlığı 200.59, oda sıcaklığında gümüşümsü yoğun bir görünümündedir.
    Çevre (environment) - Organizma, toplum, madde veya enerjiyi etkileyen bütün dış şartların tamamıdır.
    Çevre Koruma Teşkilatı (Environmental Protection Agency- EPA) -Hava ve su kirliligi, radyasyon, pestisit zararları ile katı atıkların yok edilmesiyle ekolojik araştırma girişimlerinde kontrolü sağlamaktan sorumlu Amerikan kuruluşu.
    Çözdürme (solubilize) -Deterjan veya aynı işlevi gören bir başka madde aracılığıyla yağları veya lipid yapısındaki molekülleri suda çözünür hale getirme işlemi.
    Çözünme (dissolve) - Bir sıvı içinde parçalanmak.
    Çözünmüş katı maddeler (dissolved solids) - Katı durumda iken suya karışıp çözünür hale gelmiş bileşikler .
    Çözünmüş katılar (dissolved solids) - Suda çözünmüş olan mineral ve organik metaryaller . Bu maddeler su buharlaştırıldığında veya kurutulduğunda kalıntı bırakırlar .Çözünmüş katıların miktarlarinın fazla olması içilebilirliğini ve sanayide kullanımını olumsuz etkiler. Suda bu maddelerin konsantrasyonu analitik olarak belirlenir veya "buharlaştırma sonrası kalıntı" 'yöntemi ile saptanır.
    Çözünmüş oksijen (dissolved oxygen) -Suda çözünmüş halde bulunan oksijen gazı.

    Defloridasyon: Sudaki flor düzeyinin dişlerde leke oluşumunu (florosis) önleyecek seviyeye indirilmesi işlemi.
    Deiyonize su: Iyon değişim sistemi ile iyonları ayrıştırılmış su.
    Deklorinasyon: Sudan kloru çıkarma işlemi.
    Deniz kirliliği: Okyanuslar , körfezler ve denizlerdeki kirlenme.
    Deniz yaşamı: Denizde yaşayan bitki ve hayvanlar .Bu organizmalar 3 gruba ayrılırlar: (1) Benthos -Kelp gibi bitkiler ile dipte yaşayan hayvanlar; (2) Nekton -Balık gibi yüzen hayvanlar ile su akımından bağımsız hareket eden balinalar; (3) Plankton -akıma bağlı taşınan çeşitli küçük mikroskopik organizmalar.
    Desalinasyon: Çözünmüş halde bulunan tuzları sudan ayırarak suyun saflaştırılması .
    Dezenfektan: Sudaki patojen mikroorganizmaları öldürmek için kullanılan bir maddde.
    Doğal su: Kuyudan veya artezyen kuyusundan elde edilmiş, mineral çıkarılması veya eklemesi yapılmamış sulardır .Bu tür sulara, şağlık otoritelerinin onay verdiği bir yöntemle, yalnızca mikrobiyolojik olarak işlem yapılabilir.
    Dondurmak: Sıcaklığı düşürerek bir sıvın katı hale değişimini sağlamak.Su için sıcaklık 32 Fahrenhayt veya 0 santigrat derecedir.
    Donma:lsı kaybederek sıvı halden katı hale geçme.

    E.Coli : İnsanların ve diğer sıcak kanlı hayvanların bağırsaklarında yaşayan bakteri. Dışkıda bol miktarda bulunur. İçme suyunda E.Coli bulunması bu suda dışkı ile bulaşma olduğunu ve daha tehlikeli bakterilerin mevcut olduğunu gösterir.
    Ekoloji : Organizmalarla çevreleri arasındaki ilişkileri inceleyen bilim dalı.
    Ekvator : Yerküre üzerinde '0' derece enlemini gösteren hayali coğrafi çizgi . Bu çizgi kuzey ve güney kutup noktalarına eşit uzaklıktadır ve dünyayı , kuzey ve güney yarımküre olmak üzere iki eşit parçaya böler.
    Element : Demir, sodyum, karbon, azot ve oksijen gibi birbirlerinden farklı atomlar içeren 108 temel madde.
    Endüstriyel Kirlenme : Endüstriyel atıklar ile oluşan kirlenme.
    Erime noktası : Donma noktasının tersine , katı bir maddenin hal değiştrirerek sıvı hale geçtiği sıcaklık derecesi.
    Erozyon : Toprak yüzeyinin akan su, rüzgar, buzlanma gibi sebepler ile yokolması.

    Fahrenhayt sıcaklık ölçeği (fahrenheit temperature scale) : Geniş bir kullanım alanı olan sıcaklık ölçek sistemlerinden birisidir. Civa ilk defa termometrik bir araç olarak kullanan Alman Fizikçi D.G.Fahrenheit tarafından geliştirilmiştir. Bu ölçeğe göre suyun donma noktası 32 °F, kaynama noktası ise 212 °F olarak belirlenmiş ve bu iki nokta arası 180 eşit parçaya bölünmüştür.
    Fenoller (phenols) : Çok düşük konsantrasyonlarda bulunduklarında dahi suda tat vekoku problemi oluşturan, daha yüksek konsantrasyonlarda sudaki canlılara zehirli etki gösteren bir grup organik bileşikler. Petrol rafinasyonu, tekstil, boya, reçine üretimi sırasında oluşan yan ürünlerdir.
    Fersah : Üç deniz miline eşit mesafa ölçüsü , 18240 yarda veya 5556 metreye tekabül eder. Bu uzunluklar ,milletlerin kabul ettiği ayrı ayrı uzunlukta olabilir.
    Filika Mataforası : Filikaların sudan kaldırılarak gemiye alınması için kullanılan matafora.
    Filtre : Akışkan olan sıvı yada gazı süzmeye yarayan gözenekli madde. Akışkandaki asıltı ,çamursu yada katı maddeleri ayırmaya yarar.
    Filtrasyon (filtrate) : Filtreden geçirilmiş sıvı.
    Firengi : Güvertedeki suyun denize akıtılabilmesi için yalı kütükleri üzerinden bordaya açılan oluklu delikler.
    Fitoplankton : Çoğunlukla bir hücreli su yosunlarından oluşan, sularda yaşayan bitki topluluğu.
    Fiziko-kimyasal arıtım (Physico-Chemical tretment) : Atık su arıtımında pıhtılaşma , yumaklaştırma ve çöktürme gibi fiziksel ve kimyasal süreçleri içeren arıtım basamaklarının tümü.
    Florid (fluoride) : Florun diğer bir elementle yapmış olduğu bileşik. İçme sularına diş çürümlerini önlemek amacıyla eklenir.
    Fosfat (phosphate) : Fosfat (PO4-3) grubu içeren kimyasallar için kullanılır. Fosfat grubu içeren kimyasal organik veya inorganik olabilir, partikül formunda veya çözünmüş olabilir. Fosfatlar bitkiler için önemli bir besin öğesidir. Bu nedenle gübrelerin bileşiminde bulunur. Diğer kaynak deterjanlardır. Fosfat içeren atık sular yüzey sularına deşarj olduklarında su bitkilerinin aşırı derecede büyümesine neden olur.
    Fosfataz : Bir molekülden su kullanarak fosfat grubunu ayıran enzim.
    Fosfor (phosphorus) : Bitki yaşamı için elzem lan bir element. Gübredeki 3 temel besin öğesinden (azot, fosfor, potasyum) biridir.
    Fosforik asit (phosphoric acid) : H3 PO4 , gübrelerin önemli bir bileşenidir. Gübrelerdeki fosfor sularda alglerin aşırı büyümesine, oksijen kayıplarına yol açarak canlıların yaşamını olumsuz etkiler.
    Fosil yakıtı (fosil fuel) : Eski jeolojik dönemlerde yaşamış canlı organizmalardan oluşan bir hidrokarbon yakıtı, örneğin; petrol.
    Fotosentez (photosynthesis) : Yeşil bitkiler ve bazı diğer organizmalar tarafından karbondioksit ve sudan ışık enerjisini kullanarak karbonhidratların sentez edilmesi. Fotosentezde genellikle son ürün olarak oksijen açığa çıkar. Klorofil bu proseste katalizör olarak işlev görür.
    Freatik (phreatic) : yer altı suyu ile ilgili.

    Geçirgen olmayan (impermeable) : İçinden sıvı veya herhangi bir maddenin geçişine izin vermeyen cisimler.
    Geçirgen (permeable) : Sıvı ve gazların geçişine izin veren delikleri bulunan cisimler.
    Geçirgenlik (permeability) :Toprak yada delikli taşların suyun geçişine izin verme kapasitesi.
    Glokonit (glauconite) : Potasyum, demir, alüminyum veya magnezyumun hidröz silikatı. Yeşil kumda bulunur. Gübre olarak ve su yumuşatıcı olarak kullanılır.
    Gübre (fertilizer) : Azot, fosfor ve potasyum içeren toprağa yayılarak verimi artıran doğal ve sentetik materyaller.
    Güvenilir Su (safe water) : Zararlı bakteriler, toksik materyaller veya kimyasallar içermeyen su.Lezzet, koku, renk ve belli mineral problemleri suyun güvenirliliğini etkilemez.

    H20: suyun kimyasal formülü.
    Habitat (habitat) : Hayvan veya bitkinin yetiştigi dogal ortam. Besin, su, barınma vb olanakların hayvanların ihtiyaçlarına uygun olarak düzenlenmesi.
    Hafif Su Reaktörü (Light Water Reactor) (LWR): Hafif suyu kullanan nükleer reaktör .Isı şeklinde uranyum yakıtından salınan Fizyon enerjisi, elektrik enerjisi oluşturan buhar çarkına aktanlır. Suyun sıcaklığıı yükselir , ısı değişim ünitelerinde bu ısı buhar oluşumunu sağlar ve elektrik oluşturulur .Bu işlemler reaktörden dışarıya sürekli ısı çıkışı sağlar. Bu sistem içinde su aynı zamanda fizyon ile açığa çıkan nötronlann eneji seviyesini düşürmek ve bir sonraki fizyon oluşumuna katkıda bulunmak için de ABD'de en yaygın kullanılan reaktör çeşidir.
    Hafif su (light water ) : Fizik ve kimyada ağır su ile karşılaştırılmalı olarak normal, hergün kullandığımız suya verilen ad.
    Halit (halite) -Beyaz ve renksiz mineral ,sodyum klorit veya kaya tuzu.
    Ham su(raw water) : Kaynağından çıkarılmış ve hiçbir işlem görmemiş su.
    Hava kaynaklı kirleticiler (airbome pollutants) : İnsan saglığına çevreye zararlı olabilen havayla bulaşan kirletici ögeler .
    Hava kirleticileri (air pollutant) : Atmosfere kanşan zararlı maddeler .Digerbir
    Hidrasyon (hydration) :Suyun diger bir öğe ile kimyasal kombinasyonu.
    Hidrat (hydrated) : Kimyasal olarak su ile kombinasyon yapmış olan
    Hidrolik (hydrolic) : Suyla çalışan, hareket eden.

    Nem (humidity) : Havadaki su buharı miktarıdır.
    Nemli hava (wet air) : Herhangi bir şekilde yağmur yağmadığı halde yeryüzündeki cisimlerin nemli olduğu, üzerlerinin yağmur yağmış gibi ıslak olduğu durumu belirtmek için kullanılan terimdir. Bu durum, neme doymuş sıcak hava kütlesinin, soğuk ve kuru hava kütlesinin yerini aldığı zaman meydana gelir.
    Nitrik asit (nitric acid) : Asit yağmurlarının bir bileşeni. Korozyon oluşturucu bir özelliği vardır. Binalara, arabaların yüzeyine, ormanlara ve su yaşamına zarar verirler.
    Nitritifikasyon (nitrification) : Azotlu materyalin bakterilerce nitrata dönüşümü. Atık sulardaki amonyak bakteriyel veya kimyasal tepkimelerle nitrit okside olur ve daha sonra nitrata döner.
    Nitrojen aşırı doymuşluğu (nitrogen supersaturation) : Suda çözünmüş azotun konsantrasyonun süpersature durumda olmasıdır. Fazla azot balıkların dolaşım sistemine zarar verebilir.
    Nitrojen-Azot (nitrogen) : (1) Kimyasal sembolü N olan gaz. Bitki büyümesi için elzem olan bu element atmosferin %78’ini oluşturur. Doğal formu çoğu bitki tarafından kullanılamaz. (2) Bir gübrenin formülasyonundaki 3 temel besin öğesinden biri. Nitrojen 10, fosfor 8 ve potasyum 6. (3) Suda kirlenmeye bağlı amonyak, nitrat, nitrit veya elemetal azot bulunması. (Su Kalitesi)
    Nitrojenli atık (nitrogenous waste): Nitrat ve amonyak gibi nitrik maddeler barındıran atık sular? (Su Kalitesi)
    Nutrient-besin öğesi döngüsü (nutrient cycle) : Biyolojik ortamda besin öğelerinin birinden diğerine dönüşmesi . Örneğin; bitkilerde sudan fotosentez sırasında moleküler oksijen üretimi ve bunu takiben diğer canlılarca atmosferdeki oksijenin suya indirgenmesi gibi. Azot siklusunda daha karmaşık bir tablo mevcuttur ve oksidasyonda molekülde çeşitli değişiklikler ortaya çıkar. N2, NO3 - , R - NH2 , and NH4 + gibi...
    Nutrient-besin öğesi (nutrient) :Karbon, oksijen, nitrojen, fosfor ve benzeri elementler veya bunları içeren ve yaşam için elzem olan bileşikler.

    Oksidasyon (oxidation - oxidizing) (1) Oksijenle kombinasyonun veya elektron kaybının gerçekleştiği kimyasal reaksiyon. (2) Bir element veya iyonun pozitif yükünü artırma veya negatif yükünü azaltma prosesi. (3) Organik atıkları veya pis sulardaki siyanid, fenol ve organik kükürtlü bileşikleri parçalamak üzere oksijen eklenmesi (Su Kalitesi)
    Oksijen tükenmesi (oxygen depletion): Suda çözünmüş oksijen düzeyinin azalması.
    Organik mataryel (organic material): Karbon bileşikleri içeren veya bu bileşiklerle ilgili olan.Canlı varlıklardan elde edilen.
    Organizma (organism) : Bitki ve hayvan gibi canlılara verilen isim.
    Organoklorlu bileşikler (organochlorine compounds) : Karbon ve klor içeren kimyasallar.
    Ozmotik parçalanma (osmotic lysis) : Seyreltik bir çözeltiye yerleştirilen hücrenin parçalanması. Örneğin; bir kırmızı kan hücresi distile su içine yerleştirildiğinde, su hücre içine doğru hareket etme eğilimi gösterir, çünkü hücre içindeki materyallerin konsantrasyonu yüksektir. Hücre içinde su arttıkça hücre zarı basınca dayanamaz hale gelir ve parçalanır.
    Ozmoz (osmosis) : Yarı geçirgen bir zardan sıvıların zarın her iki yanındaki madde konsantrasyonunu eşit düzeye getirecek yönde akışıdır. Yarı geçirgen zar suyun geçişine izin verirken suda çözünen maddelerin geçişini önler. Seyreltik çözeltiden daha konsantre çözeltiye doğru oluşan sıvı hareketi zarın her iki yanındaki konsantrasyon eşitlenene kadar devam eder. Eğer zarın yoğun olan tarafına basınç uygulanırsa suyun akışı konsantre taraftan seyreltik tarafa doğru geri dönecektir, bu duruma ters ozmoz denir.
    Ozon (ozone): (1) Su dezenfeksiyonunda kullanılan ve üç oksijen atomundan oluşan kimyasal bileşik. (2) İki atomlu oksijenden elektrik deşarjı veya ultraviyole radyasyonu ile oluşan mavi üç atomlu gaz. Stabil değildir. Güçlü bir beyazlatıcıdır, zehirli okside edici bir ajandır. Keskin rahatsız edici bir kokusu vardır, havayı deoderize etmek, suyu, endüstriyel atıkları daha uygun hale getirmek için kullanılır. Günümüzde dezenfektan olarak klor yerine tercih edilmeye başlanmıştır. Klordan daha güçlü olarak Cryptosporidium’a karşı tek bilinen dezenfektandır. Ayrıca ozondan, trihalometan ve haloasetik asit gibi klorlama ile ilişkili sağlığa zararlı yan ürünler de ortaya çıkmaz.
    Ozonlama (ozonation) : Sudaki zararlı patojenik bakterileri öldürmek ve mikrobiyal yükü azaltmak için dezenfektan olarak ozon gazının (O3) kullanılması. Bu uygulama halkın kullandığı suları dağıtıma vermeden önce ve atık suları boşaltmadan önce uygulanır. (Su Kalitesi)

    Partikül sayısı (particle count) - Sudaki asılı partikülleri sayı ve büyüklüklerine göre özel bir partikül sayıcı ile değerlendirilmesi sonucunda elde edilen değer.
    Partiküller (particulates) - Suda asılı halde duran çok küçük katılar. Büyüklük, şekil, yoğunluk ve elektrik yüklerine göre farklılaşırlar. Su kirliliğinde önem taşır. Çözünmez durumda olanlar çökeltme veya filtrasyon sırasında ayrılır. Kum, kil ve bazı organik materyeller bu sınıftadır. Bunlar çökeltme ve filtrasyonla ayrılmaz. Bunlar su evapore edildiğinde yapıdan ayrılırlar, örneğin; tuz. Hava kirliliğinde partiküllü mataryel hava akımı veya gazlarla taşınabilen katı partiküllere veya sıvı damlacıklarına karşılık gelir.
    Patojen (pathogen) - Hastalığa neden olan, genellikle virüsler, bakteriler ve funguslar için kullanılır.
    PCBs (Polychlorinated Biphenyls) - Bir grup sentetik, toksik endüstriyel kimyasal bileşik. Eskiden boya ve elektrik transformerlerinin yapımında kullanılmıştır. Doğada yıkıma uğramadıklarından birikmeye devam ederler. Endüstriyel atıklarda bu maddelere sıklıkla rastlanmış, daha sonra yüzey ve yeraltı sularına karıştıkları bulunmuştur. 1979 yılında yasaklanmış olmalarına karşın hala balık ve diğer hayvanların etlerinde kalıntıları görünmeye devam etmektedir.
    Perkolasyon testi (percolation test) - Toprağın drenaj özelliğini ölçmek için kullanılan prosedür .
    Perkolasyon (percolation) - (1) Suyun taş ya da toprak içinde hidrostatik basınçla oluşan hareketi. Suyun toprakta, belli bir kanal olmaksızın yeraltı su tabakasına doğru yaptığı hareket. (2) Filtrasyonu sağlayan sistem içinde suyun yavaş yavaş hareket etmesi.
    Pestisit (pesticide) - Belli organizmaların büyümesini kontrol altında tutmak için kullanılan kimyasal maddeler. Örneğin; insektisitler, herbisitler, fungisitler, mitisitler ve rodentisitler gibi.
    Petrokimyasallar (petrochemicals) - Rafineride işleme sırasında petrolden oluşan kimyasal maddeler. Floroanten, krizen, rafine yağlar gibi. Petrokimyasallar plastiklerin, pestisitlerin, uçucu organik bileşiklerin eldesinde kullanılırlar. Bu kimyasalların çoğu insana ve çevreye zarar verir pH (Hydrogen Ion Concentration or Potential of Hydrogen) - (1) Bir çözeltinin asit veya baz oluşunu tanımlamak amacıyla kullanılan terim. Bu değer çözelti içindeki hidrojen iyonlarının negatif logaritmasıdır. pH skalası 0 - 14 arasında değişir. Saf suda 22 derecede hidrojen ve hidroksil iyonları eşit konsantrasyonda bulunur. Buda 7 değerine eşit bir pH’yı gösterir. 7’nin altında kalan sayılar asitliği, üzerinde kalan sayılar ise alkali özelliği tanımlar.
    Polielektrolit (polyelectrolyte) - Suda elektrikle yüklü iyonlar oluşturan yüksek molekül ağırlıklı maddeler. Organik olanlarına basitçe polimerler denir, nişasta ve sakızlar bu sınıfta yer alır, su ve atıksuların işlenmesinde koagülasyon ve flokkülasyon işlemlerinde kullanılırlar. Suyun berraklaştırılmasında 3 tipi vardır, katyonik, anyonik ve noniyonik olanlar. (Su Kalitesi and Wastewater Treatment)
     
    Erman Pehlivan ve SantiMunez bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş