İnsanın Kişiliği Akvaryuma Yansır mı

İnsanın kişiliği akvaryuma yansır mı sorusunu duyan hemen herkesin aklına "akvaryumun kişilikle ne alakası var" sorusu gelebilir. Aslında bu soru, modern hayatımızın yoğun temposu içerisinde, biraz mola vermek için yaşam alanlarımızda yarattığımız kendi kişisel dünyamızı, yani akvaryumlarımızı daha iyi tanımak ve idame ettirebilmek için sık sık kendime sorduğum bir sorudur. Aldığım cevapları, yaptığım çıkarımları kendi çerçevemden, kalemimin yettiği kadar anlatmaya çalışayım. İnsan aslında çok karmaşık bir canlıdır, genel olarak ihtiyaçları diğer canlılar gibi belirgin (beslenme,barınma,vb) olmasına rağmen, her zaman ihtiyaçlarının karşılanması memnun olacağı anlamına gelmez. Hatta doğada ihtiyaçları dışında beslenen ve sahiplenmeye çalışan tek canlıdır. Karnı tok olsa da yiyebilir, ihtiyacı olmayan malzemeleri sınırsızca alabilir. Mesela barınmak için alacağı evde aradığı özelliklerde, barınma dışında her özelliği arar. Asansörü olsun, havuzu olsun,şu kadar odası olsun, duvarı kağıt,taşları şundan olsun gibi insani dürtülerle hep daha fazlasını isteriz. Az yada çok her insanda kontrol dışı gereksiz bir sahiplenme duygusu vardır. Ölçüyü aslında her insanın karakteri belirler. Karakteri yumuşak, daha özverili, duyarlı olanlarımız daha ölçülü davranır. Egosu yüksek daha zor tatmin olan karakterlerde ise durum tam tersidir.

Karakterimiz ise ebeveynlerimizden geçen genlerden başlayarak, tüm hayatımız boyunca şekillenir.İnsanın kişiliği akvaryuma yansır mı sorusunun cevabı aslında burada gizlidir.Her farklı karakter nasıl farklı bir yaşam alanı yaratıyorsa, evlerimizde kurduğumuz akvaryumlarımız da karakterimizden daha kurulum,planlama aşamasında nasibini alır. Tankın büyüklüğünden,kullanılacak ekipmana hepsi karakterimizi yansıtır aslında. Daha büyük daha görkemli veya daha sevimli daha şirin.Bazı kişiler risk sevmez, hep olumsuzluklara odaklanır. Ekipmanların en iyisini kurmak bu tip için herşeyden daha önemlidir. Ozon cihazından uv ye herşeyi başta düşünür. Yosun olmasın,beyaz benek için önlem alayım,su fazla kirlenmesin gibi olumsuzlukları önleyici tedbirler almaya çalışır. Karakteri daha özgür ve cesur olan başka bir tip için marka model ekipmanın ne olduğu önemli değildir. Minimum gereksinimler ne ise onu edinmeye çalışır. Onun için sonuçta elde edeceğinden çok, sonuca ulaşırken katedilen yol daha önemlidir. Başarılı olup olmaması onu pek ilgilendirmez.Tüm ekipmanlarını sınırlarının ötesine kadar zorlar. Eczaneden veya hammadde satan sitelerden çıkmaz. Sonuçları bilinen hazır denenmiş sistemleri daha ucuz maliyetli olsa dahi tercih etmez. Aslında bu tamamen parayla ilgili diye bağıranları duyar gibiyim. Kesinlikle parayla alakası yok. Evet doğru duydunuz. Eğer,tüm iş para olsaydı herkes sahip olduğunun belirli bir yüzdesini bu işe ayırırdı. Neden bazıları gelirinin %5 ini ayırırken diğerinin %80 ini ayırdığını düşünün. Ayrıca bu tipler kesinlikle toplamda diğer tiplerden daha fazla bütçe ayırır.
Karakterimiz akvaryumumuza başka açılardan da yansır. Dekorundan içindeki canlılara kadar kendimize uydurmaya çalışırız aslında akvaryumlarımızı. İçimizdeki sevecenlik ağır bastığında bir tang balığı, bir çift percula, ego tavan yaptığında bir trigger veya aslan bulunur tankımızda.Camdaki yosunları kaç günde bir temizlediğimizden, ekipmanı bağlama şekline kadar karakterin etkisi vardır. Kimimiz camdaki-kayadaki küçücük bir yosundan tankı dağıtacak kadar rahatsız olurken bazılarımız ise görmez o yosunu. Birçoğumuz ise tankımızın, ekipmanınızın kaldıracağı yükü çoktan aştığını bilmemize rağmen hep alırız o esnaf vitrinlerinde beğendiğimiz canlıyı. O yada bu şekilde her zaman kendi kişiliklerimize uygun kurulur tankımız, yaşamın bizim istediğimiz gibi sürmesi istenir orada da. Bütün çabalara rağmen işler yolunda gitmez çoğunlukla. Hatalar yapar canlı kaybeder, yenisini alır hata yapmaya devam ederiz. Oysa doğada yaşam mükemmel bir döngü/denge içindedir. Ne yazıkki unuturuz hep sahibi değil, bir parçası olduğumuzu yaşamın. Bir an bile olsa ne olduğumuzu hatırlatabilmiş olmak dileklerimle.

 

Bülent abicim elerine emeğine sağalık tam da ben düşünürken çok güzel oldu, bu yazıdan çok şeyler aldım sağol. :temel:

 

Her işe adamın kişiliği yansır,benim tank bitince agresifliğinden anlaşılır

 

Çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık.

 

Bülent abi ellerine sağlık çok güzel bir yazı olmuş. Temel abinin dediği gibi ondan çok şey katmışsın.

 

Hepimizden birşeyler var Halil.
Satır aralarında seni de tarif ettim

Sent from my GT-I9100 using Tapatalk 2

 

Fark ettim abi okuyunca. Teşekkür ederim.

 

Çok güzel olmuş abi. Ben de katılıyorum buna benim kurduğum tankların hepsi dağınık düzensiz oluyor. İş yerinde masam da öyle, yaptığım işler de.. Herkes yaptığı her şeye -bu akvaryum olur, yaptığı iş olur- karakterini yansıtır.

 

Bulent abi guzel bir yaziydi ama her akvaryumcu bizim gibi değil, biz şaka maka oldukça rahatsisiz. Rahatsizlarin hepsi takilip kaliyor buralara, sonra birbirimizi gaza getirip daha da rahatsizlaniyoruz.

.

 

aynen

 

Harika bir yazı abi......bence akvaryum bizi birebir yansıtan bir ayna gibi....bence böyle

 

Hiç sıkılmadan bir nefeste okudum. Tebrik ederim Bülent bey. Sonra durup kuracağım tankı düşündüm Merkeziyetçi yapım itibariyle hepsinin ortasındayım galiba

 

Benimde tam tersi oluyor. Normalde dağınık bir insanım ama akvaryum dizaynlarım derli toplu olur. Biraz agresif ve çabuk sinirlenen bir yapım var aksine beslediğim balıklar daha sakin uysal türler olur. Karanlığı aydınlıktan daha çok severim ama akvaryumlarım ışıl ışıl aydınlık olur

 

Geçer sanırım. Kedi bile sahibine çekiyor